Değer Yargılarımız

       İçinde bulunduğumuz dünyanın şartları gereği, insanların hayat standartları ve  değerleri çok çabuk değişiyor. Hatta öyle bir değişiyoruz ki önceden benimsediğimiz değerler, yargılar yüz seksen derece dönüyor. Ve bir öncekini kötüleye biliyoruz. Bizim böyle olmamızda ki etkenlerin sayısı azımsanmayacak şekilde çok ve etkili. Bunun en önemlisi ve en etkilisi medya. Teknoloji çağında yaşıyor olmamız, medyanın etki alanın ve başarı oranını arttırıyor. Bu da daha fazla iletiye ve yönlendirmeye maruz kaldığımız anlamına geliyor. Bize dayatılan şeyleri medya yardımıyla  artık çok çabuk benimser olduk.Öyle ki sorgulamak dahi aklımıza gelmiyor. Bizim için, bize dayatılan şey artık bir genelleme oluyor, sıradanlaşıyor, her şey olağan bir şeymiş gibi geliyor.


1930 yılında yapılan bu reklam çalışması ''kilo al, mutlu yaşa'' amaçlı yapılmış bir reklam çalışmasıdır. Oysa günümüze baktığımızda tam tersi bir çalışma yürütülüyor. Zayıf insanın güzel olduğu, kilolu insanların çirkin olduğu kanısı var herkeste. Bu yargıya bizi ulaştıran medya, elbette bir çözüm olarak da çeşitli ürünler sunmuştur. Sonuç olarak bizler yıllar evvel bu reklamı sorgulamadığımız gb. bugünlerde de bizde oluşturulan bu yeni algı çalışmalarını da  sorgulamıyor, kabulleniyoruz.



Yine aynı dönemde yapılmış olan reklam çalışmalarından biri, ''yatmadan önce bir bira bütün aile için iyi bir gece uykusu anlamına gelir''... Bu reklam çalışmasının amacı ve reklamda kullandıkları bebeğin bugünkü şartlar da yapıldığını var sayarsak, toplumun ciddi  bir tepkisiyle karşılaşacağını tahmin etmek zor değil. Oysa ki bu reklam yapıldığı dönem de herhangi bir tepkiyle karşılaşmamış.


 Tabi bu olumsuzlukların yanında bir de medyanın iyi taraflarını ya da  medyanın etkisi iyi yönde kullanılırsa toplum adına, dünya adına iyi şeylerin de olacağını bu, kamusal spot şeklinde ki reklamda görebiliriz. Toplumsal nedenler ve coğrafik koşullar sebebiyle aç olan onlarca insanın, bir lokmaya  dahi ihtiyaç duyduğunu anlatan ve yemekleri çöpe atmamız gerektiğini hatırlatan bu çalışma örnek olarak gösterilebilir.


Yorumlar

  1. Bir rivayet... Güzel ve çirkin birlikte denize girerler/yüzerler. Çürkin erken çıkar. güzelin kıyafetlerini alır ve gider. Sonra güzel çıkar. Oda mecburen çirkinin kıyafetlerine kalır. Ve odur budur insanlar hep güzel ve çirkini karıştırır olmuşlar. :) sevgile... Kalemine salık.

    YanıtlaSil
  2. Çok ilginç bir yazı olmuş.Değerler değişiyor demek ki :) Benim bugün buna dair yazdığım yazıyla da denk düşmesi de ayrı bir tesadüf :)

    YanıtlaSil
  3. Gönül Telim,

    Evett bu hikayeyi duymuştum. Bizim dramımızın bu hikayede saklı olduğuna sizinle hemfikrim

    YanıtlaSil
  4. Daha Mutlu yaşam,

    Yazınıza baktım, ne güzel tevaffuk olmuş öyle :)

    YanıtlaSil
  5. ne güzel konular buluyon yaaa seeen :) gasteci ruhu var sendeeee :)

    YanıtlaSil
  6. Hikayeyi şişmanlık-zayıflık reklamı için anlattım. diğerlerine bişey yazmaya zamanım olmadı. aceleyle çıktım. ama hikaye o kadar geniş bir ufuk açıyor ki, yukarıda yazdıklarının tamamını kaplar :)

    YanıtlaSil
  7. Gönül Telim,

    Hikayenin zaten o kadar geniş perspektifi var ki nereye çekersen çek :)

    YanıtlaSil
  8. Deep,

    O kadar da değil sanki:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AUZEF Mİ? AÖF Mİ?

Yazımı Kışa Çevirdin (Leyla'm)

Sinead O'Connor