Kürk Mantolu Madonna


kürk mantolu madonna oku ile ilgili görsel sonucu
                                      
                        Kitabı okumamak ayıp değil! Okumuş gibi yorum yapmak ayıp!

Geçtiğimiz hafta bir program sunucusunun gafıyla gündeme gelen Kürk Mantolu Madonna  kitabı, sosyal medyada gündeme geldi. Takip edenler bilir ki bu gaftan önce de bir çok yayınevinin ''en çok satalanlar'' arasında yerini alıyordu. Bu vesileyle ülkemizin entelektüellerini az biraz eleştirip kitabın yorumuna geçeceğim.

Kitabı okumamak ayıp değil! Okumuş gibi yorum yapmak ayıp.
Bilmediğini bilmeyip, biliyormuş gibi davranan entelektüellerimizin hazin sonudur yaşananlar. Kendileri falanca caz grubunun solistinin sevgilisinin ismini bilmeyi kültür zannederler.  Falanca caz müziğini dinlemeyenleri de kendilerine denk saymazlar. Entelektüel takılan üniversite hocamız bunlara örnek olarak, toplumun büyük bir kesimini de bize dahil ederek, '' siz bilmezsiniz, ben bilirim'' der. Kibir zirve... programlarda boy göstermeyi severler ama izleyicilerine hiçbir şey katmazlar. Çok sevdiğim bir abim der ki; '' Hadi seni, programa davet eden bilmediğini bilmiyor, senin ekran hevesin yüzünden benim derdim dayak yiyor'' diyor.

Kitap Yorumum:

Kitabı iki yıl evvel e-kitap olarak okumuştum. E-kitap olarak okuduğum ilk ve son kitaptır. (Hiç tavsiye etmem.)Kitabı iki gün içinde bitirmiştim.
Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm muhteşem.
Raif koca bir boşluğun içindedir. Sadece nefes alan, ailesine yabancı olan ve sadece onların ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan bir zavallıdır. Onun yaşayıp yaşamaması kimse için bir şey ifade etmez. Böyle bir insanın gerekli olduğundan da şüphe edilir. Onun aslında hiç de gereksiz bir insan olmadığını anlayan Rasim son zamanlarda kendini ona bir dost olarak kabul ettirmeyi başarmıştır. Son anında ise en büyük sırrı olan defterini Rasim'e bırakıp gözlerini hayata yumar.

İkinci bölüm defterin içeriğidir. Rasim defteri okur.

Raif'in babası, sabun yapımını öğrenmesi için Almanya'ya göndermiştir. Raif,  ilk zamanlar dil eğitimine verir kendini ve ardından bir sabun fabrikasında çalışmaya başlar. Boş zamanlarını  kitap okumakla ve sergileri gezerek değerlendirir. Yine böyle bir gün de, bir resim sergisinde kürk mantolu bir kadının portresinin önünde bulur kendini. Portrede ki kadına aşık olmuştur. Ama onun yaşayıp yaşamadığını, gerçekte böyle bir kadının olup olmadığını bilemez. Her akşam iş çıkışı portreyi görmeye gider. Bazı zamanlar ise işe gitmez olur. Bu durum eserin sahibi Maria Puder'in dikkatini çeker ve yanına yaklaşarak ''çok mu beğendiniz'' der. Raif, portredeki kadının ve eserin sahibinin o olduğunu bilmeden ''anneme benzettim'' der. Bu tuhaf  tanışmanın ardından tesadüfen birkez daha  görür Raif sevdiği kadını. Esas tanışma burada başlar. Maria için arkadaşlık, Raif için ise Maria'nın tembihleriyle aşkını dile getirmeme dönemi başlar. Sonrasında bir beraberlik yaşanır ve Maria Puder ikna olmuştur. Ne var  ki çok geçmeden Raif'in acil Türkiye'ye dönmesi gerekmektedir. Birbirleriyle mektuplaşma adresi alınır ve dönüşte birbirine evlilik sözüyle ayrılırlar. Bir müddet mektuplaşmanın ardından Maria'nın mektupları kesilmiştir. Raif'in gönderdiği mektuplarda geri dönmektedir. Ve Raif koca bir boşluğun içindedir. Kitapta şu sözlere yer verir;

“Onun bana böyle yapmaya ne hakkı vardı? Senelerden beri, boşluğunu apaçık görmeden, şöyle böyle bir ömür sürmüş, insanlardan kaçsam bile, bunu tabiatımın acayipliğine vermiş, sürüklenip gitmiştim, fakat beni memnun edecek hayat hakkında da bir fikrim yoktu. Yalnızlığımı hissediyor ve üzülüyordum fakat bundan kurtulmanın mümkün olabileceğini ummuyordum. Maria, daha doğrusu onun tablosu karşıma çıktığı vakit, bu haldeydim. O beni birdenbire sessiz ve karanlık dünyamdan ayırmış, ışığa ve sahiden yaşamaya götürmüştü. Bir ruhum bulunduğunu ancak o zaman fark etmiştim. Şimdi, geldiği kadar sebepsiz ve ani, çekilip gidiyordu. Fakat benim için bundan sonra eski uykuya dönmek imkanı yoktu. Yaşadığım müddetçe türlü türlü yerler gezecek, dilini bildiğim ve bilmediğim insanlarla tanışacak ve her yerde, herkeste onu, Maria Puder’i, Kürk Mantolu Madonna’yı arayacaktım. Onu bulamayacağımı daha şimdiden biliyordum. Fakat aramamak elimde olmayacaktı. Beni, bütün ömrümce bir meçhulü, mevcut olmayan bir şeyi aramaya mahkum ediyordu. Bunu yapmamalıydı…”


Lakin durum Raif'in düşündüğü gibi değildir. Maria, Raif'in çocuğunu dünyaya getirmiş ve müjdeli haberi ona vermeden evvel hastalığı sebebiyle vefat etmiştir. Bu durumu sonradan Maria'nın bir akrabasının Türkiye'ye gelmesiyle öğrenen Raif, duydukları karşısında yıkılmıştır. Ve pişmalığını şu sözlerle söyler;

“On seneden beri belki boşuna herkesten kaçmışım, insanlara inanmamakta haksızlık etmişim. Aramış olsaydım, belki senin gibi birini bulabilirdim. Her şeyi o zaman öğrenmiş olsaydım, belki zamanla alışır, seni başkalarında bulmaya gayret ederdim. Ama bundan sonra her şey bitti. Asıl büyük ve affedilmez haksızlığı sana karşı yaptıktan sonra, hiçbir şeyi düzeltmek istemiyorum. Senin hakkında verdiğim yanlış bir hükme dayanarak bütün insanları suçlu tuttum; onlardan kaçtım. Bugün hakikati anlıyorum; fakat nefesimi ebedi bir yalnızlığa mahkum etmeye mecburum. Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim. İkinci defa oynayamam… Artık benim için eskisinden beter bir hayat başlayacak.”



Kısacası Kitap Madonna'nın biyografisi değildir.


Bu  yazıyı ikinci defa yazıyorum. İlk yazdığımda blogger  yayınlamadan sildi.  Entelektüel kesimin ahı mı tuttu ne?  :/

Yorumlar

  1. Yeniden popüler oldu bu kitap :)

    YanıtlaSil
  2. Bence efsane kitaplardan biri Kürk Mantolu Madonna, bu son olaydan sonra ise okumayan kalmayacak sanırım :)

    YanıtlaSil
  3. Güneş im,

    Okumayan kalmamıştı sanırım. (Program sunucusu hariç) :)

    YanıtlaSil
  4. Sizin blogunuz da çok güzelmiş ☺yıllar önce okumuştum bu kitabı

    YanıtlaSil
  5. Tuğba,

    Teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  6. bu kitabın kapağına kürk manto giymiş şarkıcı madonna fotosu koysunlaar işteee :)

    YanıtlaSil
  7. O olayı hatırladıkça ağlasam mı gülsem mi karar veremiyorum :D

    YanıtlaSil
  8. Yorum gerçekten çok güzel, özellikle başta söylediklerin son derece doğru :)) Ama bu kitabı okumayan biri için bol spoiler var.Böyle yorumlarda başlığın altına (spoiler içerir) ibaresi eklersen belki faydası olabilir. Sevgiyle kal ♥

    YanıtlaSil
  9. " Kitabı okumamak ayıp değil! Okumuş gibi yorum yapmak ayıp!" ne kadar da güzel ve dpğru bir tespit....

    YanıtlaSil
  10. Sabahattin Ali‘nin 1943 yılında yayımladığı ”Kürk Mantolu Madonna” romanı, günümüzde en çok ilgi gören ve en çok satan kitaplar arasında yer alıyor. Roman; aşk, yalnızlık ve yabancılaşma temaları etrafında şekillenmektedir.
    Edebiyatımızın en önemli romanları arasında gösterilen ”Kürk Mantolu Madonna” özellikle son yıllarda sosyal medyada çok popüler olmuştu. Pek çok kitapsever, bu romanı okumasa bile mutlaka romandan bir alıntıyı hatırlamaktadır.
    Hem gözlem yeteneğine ve güçlü kalemine hem de başarılı ruh tahlillerine hayran olduğum Sabahattin Ali’nin ”Kürk Mantolu Madonna” romanından hafızamda en çok yer edinen alıntıları okumanız için sizinle de paylaşmayı istedim. Umuyorum ilgiyle okursunuz.
    http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/kurk-mantolu-madonnadan-24-muhtesem-alinti/
    ''Benim beklediğim aşk başka! O bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka; istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!''

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AUZEF Mİ? AÖF Mİ?

Yazımı Kışa Çevirdin (Leyla'm)

Sinead O'Connor